VAR OLUŞ
- Leyla Aghayeva Yavuz
- 3 Haz
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Haz
Şunu artık daha net söyleyebilirim ki varoluşumuzun gerçeği bazılarımız için çok farklı gelecek. Aslında insanlık tek bir gerçekten geldi. Evet, coğrafi konumlar, savaşlar, kıtlık ve bir çok etken insanların farklı bölgelerinde yetişmesine neden oldu. Çin, Rusya, Amerika ve bir çok ülke kendi bölgelerine göre ayrılmıştır. Dil farkı olduğu gibi gelenek görenek, adetler ve hatta din farklı da ortaya çıktı. Bu durum insanların tek bir gerçekten geldiğini değiştirmez. Bu sadece bir inançtır. Üstelik geçmişte, toplumlar bir birilerinden kolaylıkla etkilenmişlerdir. Dolayısı ile dinlerin isimleri ve bazı ibadetler farklı olsa bile, altta yatan mesaj hep aynı.
Dinlerin mesajı sevgi, hoşgörü, şükür ve ibadetlerin yerine getirilmesidir. Hiç bir din öldürmeyi, yalanı, savaşı üste çıkartmaz. Çünkü amaç aynı. Amaç birliği ve beraberliği sağlamaktır. Bizim var oluşumuz ortak bir Gerçekten.
Sonsuz Kainata baktığımızda bir çok soru işareti belirleniyor. Bazen işin içinden çıkmak bile imkansız. Doğrudur...
Hangi dine, dile bağlı olursanız olun önceliğimiz ''insan ''olmaktır. İnsan olabilmek için ise en önemli şey vicdandır.
Dönelim tekrar başa. Bizi yaratan güç her dinde farklıdır. Ben Allah diyerek devam edeceğim. Allahı anlamak, bizi yaratan kusursuz gücü anlayabilmemiz için 99 isim var. Bizim beynimiz, bizim idrakımız henüz bu gücü anlayabilmemiz için yeterli değildir.
İnsanlar ne kadar gelişirse gelişsin ,bazı şeyler için beynin buna hazır olmadığını bir çok bilim adamı da savunuyor. Sonsuzluk kavramını düşündüğünüzde bu durum da benzer bir hal alacaktır. Çünkü beynimiz bu düşünceyi hayal edemiyor, sindiremiyor. Ama bu sadece şimdilik böyle. İnsanlar beyninin bütün kısımlarını da kullanmaya başladığında durum elbette ki değişecektir.
Yapılan bütün araştırmalar göstermiş ki, bizden öncede bir toplum vardı. Ama bu toplum artık güçlerini kötüye kullanmaya başladıkları için olmuş.
Ortaya atılan bir çok teori var bununla ilgili. Benim de bazı fikirlerim var. Lakin henüz araştırmalarımı tamamlamadım. Hep bir soru işareti kalıyor. Bu soru özellikle son noktada ortaya çıkıyor. Bu da herhalde henüz aklımın bunu idrak etmemesi ile alakalı.
İnsanlık tarihi boyunca farklı sınavlardan geçmiştir. Depremler, seller, savaşlar...
Özellikle henüz insanlığın ilk etabında bazı duvarlarda çizimlere rastlanmıştır. Açıklanamayan bu resimler farklı bir boyutun, uzaylıların varlığına işaret ediyor. Bazı araştırmacılara göre bu değişik çizimler Güneş, Ay gibi gökyüzü ile alakalıdır. Yani aslında insanlık bu yıldızlardan korkmuştur. Ama incelenen bazı çizimler farklı yaratıklara veya güçlere işaret de ediyor. Peki bu insanlar ne demek istemişler ? Farklı bölgelerde rastlanan bu çizimler neyi veya kimi işaret ediyor.
Benim çocukluğumdan beri ilgimi çeken piramitler de var. Gizemini koruyan bu piramitlerle ilgili de ciddi oranda fikir ayrılıkları mevcut.
Ben açıkça belirteceğim. Hiç bir zaman bu piramitlerin insanlar tarafından yapıldığına inanmamıştım. Bu tür yapıların ortaya çıkması için çok ciddi bir çalışma, plan ve proje gerekir. Kaldı o zamanın şartlarını genel olarak düşünürsek, bu nerede ise imkansız. Belki de bu piramitler uzaylılar tarafından yapılmıştır ? Yada özel güçlere sahip olan firavunlara ait de olabilir ?? Belki de bu yapılar bizden önceki yaşayan neslin kalıntıları. Yani Bing Bang den önceki insanlık...
Comments